Çok eski zamanlarda bir fırıncı, tereyağını yakındaki bir çiftlikten alıyordu.Bir gün 3 kiloluk tereyağı paketini çok hafif buldu. Bundan sonrada aldığı tereyağlarını tartmaya başladı. Tereyağı gittikçe daha hafif geliyordu. Fırıncı sonunda çok kızdı ve bir dava açtı. İş o bölgenin hâkiminin önüne gelmişti.
Hâkim çiftçiye,
"Senin terazin ve kiloların yok mu?"diye sordu.
Çiftçi "Var efendim. Ama kiloya gerek yok" yanıtını verdi.
Hâkim bu yanıta biraz sinirlendi:
"Kiloya gerek yoksa nasıl tartıyorsun?" diye sordu.
Çiftçi kendini savunmak için gerekli açıklamasını yaptı:
"Çok kolay. Fırıncı benden tereyağı aldığı sürece bende ondan ekmek alıyorum. Terazinin bir köşesine ondan aldığım 3 ekmeği koyuyorum. Bunlar bana ölçü oluyor. Eğer tereyağı noksan gelmişse bu benim hatam değil onun hatasıdır."
Bu durumda hâkim, çiftçi için beraat verdi. Fırıncı ise mahkeme masraflarını ödemek zorunda kaldı.