5000 YILLIK İĞNELER
Akupunkturu ilk defa sistematize eden ve kullanan Çinliler. Bu konudaki
ilk kaynak kitap ise MÖ 200'de yazılmış. Eski çağlarda ufak kaya parçaları
ve keskin taşların bu niyetle kullanıldığı, hatta Brezilya'da bir yamyam
kabilesinin, bir kamışla akupunktur noktalarına irice okçuklar üflediği
de yazılı kaynaklarda yer alıyor. Demir çağında ise demir iğneler, hemen
önceki dönemlerde ise bitki dikenleri ile akupunktur yapılmış.
Akupunkturun dünyaya yayılışı ise 1945'ten sonraya rastlıyor. Bugün, Çin'de
yaklaşık 600.000, Japonya'da ise 30.000 uzman akupunktur yapıyor. Doğuda
bu denli yaygın olan akupunktur, Fransa hariç, Batı'ya çok geç ulaşmış.
Fransa'da ilk kez 300 yıl önce Cizvit misyonerleri tarafından uygulanmış.
1950'lerde George Soulie de Morant adlı bir Fransız doktor, "L'acupuncture
Chinoise" (Çin'de Akupunktur) adlı beş ciltlik bir kitap yayınlayınca,
yeniden popüler hale gelmiş.
Akupunktur bugün yüzü aşkın ülkede resmi bir tedavi metodu olarak kabul
ediliyor. Fransa, ingiltere ve Almanya başta olmak üzere Avrupa'da akupunktur,
tıbbi disiplin olarak okutuluyor. Avusturya ve Almanya'da akupunktur tedavi
ücretleri sağlık sigortaları tarafından karşılanıyor.
AKUPUNTUR NASIL UYGULANIR
Sterilize haldeki altın, gümüş, bakır ve paslanmaz çelik gibi metallerden
yapılmış, değişik büyüklük ve incelikteki iğneler, hastanın vücudundaki
akupunktur noktalarına, deri üstü dezenfekte edildikten sonra batırılır.
Geleneksel Çin kaynakları elli kadar değişik iğne batırma yolunu tarif
etse de, genel olarak iğne doğru yere yerleştirildikten sonra uyarının
etkinliği altı şeye bağlıdır: Açtığı delik, hareket etme miktarı (bazı
uzmanlar iğneyi parmak uçlarının arasında
döndürür), girdiği derinlik (1-2 miri), sivriliği, yerleştirildiği yerde
kalma süresi (tedavi sırasında 15-30 dakika, cerrahi anestezilerde ise
daha uzun süreli), tedavinin tekrarlanma sayısı (haftada bir olmak üzere
toplam ortalama 12 seans).
iğne, vücudun belli bir noktasına sokulurken duyulan acı, uyuşukluk ve
sızı, etkinin bir ön şartıdır. Ama akupunkturcuların çoğu az acı veren,
ince ve sivri iğneler kullanır. Bazen sterilizasyon nedeniyle, bazen iğneden
korkan çocuk ve yetişkinlerin tedavisinde ise lazer tercih edilir.
Akupunktur nasıl iyileştiriyor?
Tüm dünyada hâlâ tartışılan ama giderek de yaygınlaşan akupunkturun neden
ve nasıl iyileşme sağladığı aslında tam da açıklanamıyor. Dr. Necati Yazıcıoğlu,
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri iken yaptığı bir açıklamada, "Akupunktur
tedavisinin, telkin tedavisinden daha ileri bir değer taşımadığını saptamış
bulunuyoruz" demişti. Dr. Andrew Stanway ise "Akemative Medicine"
adlı kitabında, "Biz batılı bilim adamları, akupunkturu kabulde hâlâ
isteksiziz. Bunun birçok sebebi var. Birincisi, Çinlilerin bize öğretebilecekleri
herhangi bir şey olabileceğine inanmıyoruz, ikincisi, bilimsel olarak
neden tedavi ettiğini bilemiyoruz" diyor.
Akupunkturun herkese uygulana-maması da bir başka veri... Akupunktura
yatkın olmayanların sayısı, o toplumun yapısıyla bağlantılı. Aslında neden
sadece bazı insanların yatkın olduğu izah da edilemiyor. Bu da "akupunkturun
şartlanma yoluyla tedavi ettiği" iddiasına bir dayanak noktası oluyor.
ABD' de yapılan bir araştırma, akupunkturun analjezik-anestezik etkisi
için bir sonuç açıklıyor ve akupunkturun beyinde, ağrı kesici etkisi olan
"endorfin" ürettiğini açıklıyor.
ingiltere'deki Tüketiciler Birliği Dergisi "Whick" tarafından
yapılan bir araştırmanın sonucuna göre ise; akupunktura başvuranların
çoğunluğunu, modern tıbbın çaresiz kaldığı vakalar oluşturuyor. Buna rağmen
iyiye gidiş oranı yüzde 75. Bu da, neresinden bakarsanız bakın, ilgi çekici
bir rakam...
|